Akıllı ve Yetim İlaç Tedariğinde Yargıtay HGK'nın “İyileştirme” Kavramı Üzerine

Bilindiği üzere ülkemizde geri ödeme kapsamında olmayan birtakım akıllı ve yetim ilaçların tedarik edilme süreci uzun bir yargılamanın konusu olmaktadır.
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.11.2023 tarih ve E.2023/79, K.2023/1114 sayılı kararı öncesi kararlar incelendiğinde; mezkur ilaçların kullanımı noktasında “yetkili makamlardan bilimsel görüş alınması” gibi genel bir kıstasın kabul edildiğini görmekteyiz.
- Gerçekten de Yargıtay 10.Hukuk Dairesi’nin 15.01.2019 tarih ve E.2018/103, K.2019/98 sayılı kararında yer alan “hastanın bir üniversite araştırma hastanesi ilgili Ana Bilim Dalı Başkanlığına sevki ile hastanın mevcut durumu, bu ilaçtan ne derece faydalanabileceğine dair heyet raporu alınmadan karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” şeklindeki görüşü bu durumu açıkça ortaya koymaktadır. Bununla birlikte Yüksek Mahkeme kararında yer alan “ne derece faydalanabileceği” kıstası soyut bir ifade olup sürecin teknik ve bilimsel yorumu, üniversite araştırma hastanesinde görevli heyete bırakılmaktadır.
- Fakat Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.11.2023 tarih ve E.2023/79, K.2023/1114 sayılı kararı ile mahkeme; “hastanın sağlığına kavuşması ve hastalığın iyileşmesi” kıstasını savunmuştur. Bu noktada Yüksek Mahkeme’nin belirlediği “iyileşme” kıstası tartışmalar yol açmaktadır. Zira mahkemenin belirlediği kıstasın salt iyileşme olması durumunda; hastalığın gerilemesi, yavaşlaması, yaşam süresinin artması, acısız son gibi kıstaslar değerlendirmeye alınmayacaktır.
- Yargıtay HGK kararına rağmen Yargıtay 1o.HD’nin 2024 yılına ait kararlarında, iyileşme kıstası genişletilmiş ve “Ancak, hastanın sağlığına kavuşması ve hastalığın iyileşmesi hususları kuşkusuz mutlak bir şifa anlamına gelmez. Dava konusu ilacın bilinen mevcut tedavi yöntemlerine göre sürekli olarak daha etkin ve daha yararlı olduğunun ve kullanılmasının tıbben zorunlu bulunduğunun tıbbi yöntemlerle belirlenmesi yeterlidir” ifadesi dikkat çekicidir. Daire’nin, Yargıtay HGK’ya ait iyileştirmenin salt mutlak şifa olması gerektiği görüşünden ayrıldığı görülmektedir.
Kanımızca; iyileştirme kavramının mutlak şifa, eski hale dönme anlamı taşımayacağı; ilerlemenin durması, engellenmesi ve yaşam süresinin artmasının da iyileştirme kapsamında kalacağı, buna rağmen hayat kalitesinin artmasının iyileştirme kapsamında değerlendirilemeyeceği düşünülmektedir. Bu kapsamda öğretideki tanımlamalar ışığında hastalığın iyileşmesi, ilerlemesinin engellenmesi ve sağkalım süresinin artmasını direkt ve indirekt yarar; hayat kalitesinin artmasını ise gözle görülemeyen yarar olarak ifade edebiliriz.
Önümüzdeki dönemde; Yargıtay 10.HD. ile Yargıtay HGK arasında “iyileşme” kıstası üzerine çıkan görüş ayrılığının sonucunu takip edeceğiz.